top of page
  • admin

Osman Hamdi Bey kimdir? Kaplumbağa terbiyecisi tablosu ve hikayesi

Osman Hamdi Bey, 30 Aralık 1842 tarihinde İstanbul'da doğdu. Babası İbrahim Edhem Paşa, Osmanlı sarayında önemli bir devlet adamıydı.

Osman Hamdi, Paris'e giderek École des Beaux-Arts'ta resim eğitimi aldı. Fransız ressamlarının etkisi altında kalarak orada pek çok resim çalışması gerçekleştirdi. Sanatındaki eserler genellikle tarihsel ve mitolojik konuları içeriyordu

Osman Hamdi Bey, sadece ressam değil, aynı zamanda önemli bir arkeologdu. İstanbul Arkeoloji Müzeleri'ni kurdu ve Osmanlı İmparatorluğu'na ait birçok tarihi eserin korunmasına katkıda bulundu. Ayrıca, Osmanlı İmparatorluğu'nda ilk arkeolojik kazıları yöneten kişiydi. 

Osman Hamdi Bey'in Türk sanatına katkıları

Sanatçı, müzecilik alanında da önemli bir figürdü. İstanbul Arkeoloji Müzeleri, onun müzecilik vizyonu ve çabalarıyla oluşturulan bir koleksiyonu barındırır. 

Osman Hamdi Bey, 1910 yılında İstanbul'da hayatını kaybetti. Osman Hamdi Bey, hem sanat dünyasında hem de kültürel mirasın korunmasında önemli bir rol oynamış bir kişilik olarak Türk tarihinde hatırlanır. Özellikle "Kaplumbağa Terbiyecisi" adlı tablosu ve müzecilik alanındaki katkıları, onu Türk sanat ve kültür tarihinde unutulmaz kılmıştır. 

Kaplumbağa Terbiyecisi'nin hikayesi 

Osman Hamdi Bey, başyapıtı olan eseri Kaplumbağa Terbiyecisi'nin 2 farklı versiyonunu yaptı. 1906 ve 1907 yıllarında bu iki versiyon hayata geçti. 

Osmanlı Ressamlar Cemiyeti tarafından çıkartılan gazetenin on yedinci sayısında tablonun adı Kaplumbağalar ve Adam olarak geçer, ancak tabloya daha sonra yaygın olarak bilinen Kaplumbağa Terbiyecisi adı verilmiştir.

Resimde belinde sıkı bir kemerle bağlanmış kırmızı uzun bir giysi giyen sakallı bir derviş, mavi çinilerle kaplı eşyasız ve bakımsız bir odada, yarı arkası dönük şekilde dikilmektedir. Bu tablonun hikayesi hakkında farklı yorumlar bulunmaktadır. 

Terbiyecinin zorlu işi elindeki müzik aletleriyle halletmeye çalışması, Osman Hamdi Bey'in de değişime direnen bir toplumu sanat yoluyla çağdaş seviyeye getirmeye çalıştığını, bu yüzden sanat okulu ve müze açma girişiminde bulunduğunu vurgular.

Terbiyecinin, kaplumbağaları eğitmekte kullanacağı neyi üfleyemeyip arkasında tutması, Osman Hamdi Bey’in neyi üfleme, yani kaplumbağalar ile temsil edilen halkı eğitme kaygısından artık vazgeçtiği, çünkü derviş sabrının bile bir sonu olduğu şeklinde de yorumlanmıştır.

23 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page